5/11/2024
Üç sanatçı Diyarbakır'a ışık oldu: Kent aslına döndü
Pervin ve Nurettin’i yakın dostlarım olmaları nedeniyle de defalarca dinlemiş olmakla birlikte, Tara Mamedova’yı sahnede canlı performansıyla ilk kez dinledim.
Şeyhmus Diken
Diyarbakır, Nisan 2024 güzel buluşmalara ev sahipliği yaptı. Pervin Chakar, Nurettin Rençber ve Tara Mamedova birer, ikişer gün arayla sahne aldılar şehirde ve seyircileriyle buluştular.
Üç programa da sanatçıların davetlisi olarak katıldım ve izledim. Üçünün de sahnesi çok güçlüydü ve şehrin artık kültürel sanatsal aktivitelerinin buluşma mekânı olan Amed Büyükşehir Belediyesi’ne ait Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nin binin üzerinde izleyici alan en büyük salonu dopdoluydu.
Şimdi bu iki paragraflık girişi okuyanlar evveliyatı hatırlayacaklardır elbette. 2000’li yılların başından itibaren kentte düzenlenen ve her yıl her biri yaklaşık on gün süren kültür sanat festivallerine o kadar çok ve ünlü-ünsüz sanatçı ile gruplar katılmıştı ki hâlâ kentte konuşulur. Ve hem de açık hava konserleri ile üstelik ücretsiz.
Pervin Chakar sesi artık uluslararası sanat dünyasında çok iyi bilinen bir opera sanatçısı. Operanın batı dilleri üzerinden performansına kendi ana dili Kürtçenin ezgilerini güçlü geleneksel Kürdi motiflerini de katarak kullanmayı ustaca beceren-başaran bir sanatçı Pervin Chakar.
Sahnede zarif vurgusu ile Kürtçe’nin Kurmancî lehçesinde konuştu ve güçlü birikimiyle başarılı bir performans sergiledi. Üstelik sadece Kürtçe değil, Türkçe ve Ermenice şarkılarla da bezedi, klasik operanın özgün örneklerini…
Nurettin Rençber hep tek adam, sazıyla birlikte. Öyle bir ses ki gürül gürül akarken sanırsınız o devasa sahnenin görünmez bir yerlerinde her biri farklı tınıları dillendiren devasa bir orkestra var. Kendi bestelerinin yanında dillere pelesenk olan kimi şarkıları bütün salona söyletirken.
Pervin ve Nurettin’i, yakın dostlarım olmaları nedeniyle de defalarca dinlemiş olmakla birlikte Tara Mamedova’yı sahnede canlı performansıyla ilk kez dinlemiş oldum.
Programının bir gün öncesinde kadim Suriçi’nin bir taş avlusunda uzunca sohbet etme fırsatım olmuş ve kendisini sahnede ilk kez izlemiş olacağımı da ifade etmiştim Tara’ya.
Tara Mamedova bir Sovyetik cumhuriyet sonrası kuşağın çocuğu. Kırgızistan’da başlayan serüven Moskova, sonra Fransa’ya uzar. Daha sonra da sadece Kürtçe değil başka bir kaç dili de terkisine katarak dünyaya yayılır. Tara, pop-folk Kürtçe müziğin gençliği hayli coşturan performansıyla çok keyifli bir sahne kültürüne sahip. Seyircisiyle çok canlı bağ kurabiliyor. Tarzıyla farkındalık da yaratıyor.
Çok şey konuşulup yazılabilir elbette her üç sanatçı ile ilgili olarak. Şunu ifade etmeliyim ki; siyasetin kaba insan tekini hayli sığlaştıran kırıcı-dökücü, düşmanlaştıran kin ve öfke kusan kirli dili yerine; sesin, müziğin sanatsal performansın insana huzur veren dingin rahatlatıcı diline çok ama çok ihtiyacımız varmış meğer. Bunu sahiden bu üç program sonrası en azından önce kendimde sonra da konuştuğum çok kişide bir kez daha hissetmiş oldum.
Teşekkürler; Pervin Chakar, Tara Mamedova, Nurettin Rençber; daha sık gelin hep gelin halka açık konserlerle de gelin.
Bianet
- Sanatçıların 'kötülükleri' iyi eserlerini sevmeye engel mi?
- Diyarbakır Surları'na dair
- Tara Mamedova’nın hüznü, Lîlav
- Moskova Kürt Film Festivali başladı
- Karın altında bereketli bir toprak: Zazaca (Kırmancki)
- Zazaca yayıncılık yok mu oluyor?
- Rojhılatlı Kürt yönetmen BKM'ye açtığı davayı kazandı
- İki “boran” arasında
- Deng dergisi'nin 135. Sayısı Çıktı
- Leyla Bedirhan'ın sanat yaşamının 100. yılı