yazarlar makaleler
‘Diyarbakır’da seyirci kalbiyle izliyor’
2.11.2023

İnsanın doğumu, kendini tanıma ve dış etkiler sonucunda yaşanan dönüşümleri kurgulayarak bir dans formunda oynayan sanatçı Filiz Bozkuş Al’ın performansı izleyenleri büyüledi.

Mümin Ağcakaya

“Açıklıklar, baskılar, tıkanıklıklar, açılmalarla

Gölgemiz ve ışığımızla

Dışımız ve içimizle

Hazinemizle bir büyüme dansı

GONG'un varlığını hatırlama zamanı.”

Dans yaşam alışkanlığı haline nasıl geldi?

Mordem Sanat Merkezinde Solo Fest4 kapsamında sergilenen oyunlar izleyenleri büyülemeye devam ediyor. Performans sanatçısı Filiz Bozkuş, sanat hayatı ve sergilediği ‘GONG’ oyununu nasıl ortaya çıktığını ve kendisini büyüleyen Diyarbakır seyircisi hakkındaki düşüncelerini gazetemize anlattı.

GONK adlı performans oyununu sergileyen sanatçısı Filiz Bozkuş Al’ın annesi Tayvan’lı babası da Türk. İki yaşından beri Ankara’da yaşayan sanatçı ilk tiyatro deneyimine ODTÜ’nde Felsefe Bölümünde okurken başlıyor. Burada bir arkadaşıyla ‘Boş Sahne’ adında bir grup oluşturuyor. Yazar Ursula Le Guin’in ‘Labirentler’ ve Franz Kafka’nın ‘Akademi İçin Bir Rapor’ adlı öyküsünü oyunlaştırıp ve birçok yerde sahneliyorlar.

Performans sanatçısı Bozkuş, kendisi için dönüm noktası İstanbul’da Japonya’dan gelen bir sanatçının atölye çalışmasına katılmasıyla başlıyor. O zaman Japon Şaman geleneğinden gelen ‘Üç Hazine’ adlı hikaye ‘Üç Hazine’ dansına dönüştürüyorlar. Hem İda’nın varlığından hem de orada anlatılanlardan çok etkileniyor ve öğrendikleri onda bir yaşam alışkanlığı haline geliyor.

Eşiyle tanışıp evlendikten sonra çocukları olunca sekiz sene sanat çalışmalarından uzak kalan ama dans etmeyi de bırakmayan Bozkuş; “2022 yılında Pandemi bizi yordu. Sürekli evde, içimde artık patlama oldu. Bu süreçte ‘Gonk Oyunu’ ortaya çıktı. Oyunun ışık, müzik ve ses tasarımını eşim yaptı.”

Tiyatronun İyileştirici yanına inanıyorum’

“Diyarbakır’a 13 sene önce ODTÜ’deyken gelmiştik. Buradaki seyirciye, yaşama, kültüre çok hayran kalmıştım.

Çok heyecanlıydım. Mordem Sanat Türkiye’de gördüğüm en iyi sahnelerden biri, enerjisi güzel, seyirci ile oyuncu arasındaki ilişkinin çok güzel kurulduğu nadir sahnelerden biri diyebilirim.

Sekiz sene ara verince sahneye şu sorular kafamda çok belirdi. Tiyatroya ben neden devam etmek istiyorum. Çünkü tiyatroyu bırakmadığımı biliyordum. Peki neden devam etmek istiyorum. Kendimi göstermek için mi? Ne yapmak istiyorum. Seyirciyle iletişimde olmak istiyorum. Oyunculukta bana keyif veren ne? Sorulardan sonra şunu fark ettim.

Tiyatronun iyileştirici yanına çok inanıyorum. Çünkü sahnede o anda seyirci ve oyuncu arasında çok büyük bir potansiyel meydana geliyor. Bir ilişki ortaya çıkıyor. Bu ilişkiyi biz çoğu zaman unutuyoruz tiyatroyla ilgilenenler olarak. Biraz bunun üzerine araştırma yapmak istedim. Nöroloji, psikoloji, mitoloji, varoluşsal psikolojiyi ve felsefe üzerine okumalar yaptım.”

Performans oyunu nasıl ortaya çıktı?

Bir doğumdan çocukluk, gençlik, hayatı tanımaya çalışmak, kendimizi tanımaya çalışmak ve sonra dış etkilerle birlikte o kayboluş süreci ve baskıları yaşama, baskılarla birlikte aslında insanın gölge yanının ortaya çıkması ve sonra büyük bir kriz ve sonra dönüşümün yaşanması gibi bir kurguyla oyunu çıkarmak istedim. GONG’u bu şekilde yaratmak istedim. Açıkçası izlenen oyundan seyirciye bir yaşam enerjisi, bir harekete geçme isteği verilebilir mi? Bunları merak ediyordum. Dolayısıyla bu meraklarla birlikte GONG bu şekilde ortaya çıktı diyebilirim.

Diyarbakır seyircisini nasıl buldunuz?

Diyarbakır seyircisiyle karşılaşmak şöyle bir şey uyandırdı; daha çok zihniyle izleyen seyirci ile iletişim kurmak zor. Ama burada tamamıyla kalbiyle izleyen seyirciyle karşılaştığımı söyleyebilirim. Bu da bende sahnede daha kalpten oynamamı sağladı. Burada sokakta yürürken bile insanlardaki samimiyeti, dostluğu, insanlarla karşılaşıldığında yaklaşımlarının ne kadar kalpten olduğu hemen belli oluyor. Seyirciyle de böyle bir karşılaşma yaşamak benim için de çok özel bir deneyim oldu. O yüzden Diyarbakır seyircisini hiç unutamayacağım.

TİGRİS

İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar