yazarlar makaleler
Korumaya alınan Ezidi çocuğun ablası da IŞİD’li ailenin elinde olabilir
12/27/2023

Anne DNA testi için Türkiye’ye gelmek istiyor

Korumaya alınan Ezidi çocuğun ablası da IŞİD’li ailenin elinde olabilir: Anne DNA testi için Türkiye’ye gelmek istiyor

Kendisini kaçıran IŞİD'li aileye verilen ve Artı Gerçek'teki haberlerin ardından korumaya alınan 11 yaşındaki Ezidi kızın ablasının da aynı ailede olduğu iddia edildi. Bize ulaşan bir anne, DNA testi ve hukuki girişim için Türkiye'ye gelmek istiyor.

Hale GÖNÜLTAŞ

IŞİD tarafından 2017 yılında Türkiye'ye kaçırılıp derin internette (dark web) satışa çıkarılan ve Ankara'da Şubat 2021'de örgütün hücre evine düzenlenen operasyonla kurtarıldığı açıklanan Kürt Ezidi kız çocuğun ablasının da IŞİD'li ailenin elinde olduğu iddia edildi.

Artı Gerçek'in, kendisini kaçıran IŞİD'li aileye verildiğini ortaya çıkarmasının ardından yeniden devlet korumasına alınan 11 yaşındaki Ezidi kızın ablasına dair de çarpıcı bir gelişme yaşandı. Bize ulaşarak çocukların annesi olduğunu belirten Dilan C.'nin anlatımına göre 14 yaşındaki büyük kızı Berfin de şu anda Ankara’da ve aynı IŞİD’linin evinde tutuluyor.

'ÇOCUKLARIMLA GÖRÜNTÜLÜ GÖRŞÜTÜRDÜLER'

Suriye’de tutulduğu evde ailesi tarafından IŞİD’e 4 bin Euro ödenerek kurtarılan anne 37 yaşındaki Dilan, "2018 yılı bahar ayladıydı. IŞİD’liler aileme ulaştı. Kızlarımın ellerinde olduğunu söyleyerek 8 bin dolar istediler. Çocuklarımla görüntülü görüştürdüler. İkisi de beni görünce ‘mama’ diye hitap etti. Görüşmeden sonra Türkiye’deki bir döviz bürosu aracılığıyla para gönderdik. Fakat çocuklarımı teslim etmediler. Büyük kızım halen Ankara’da IŞİD’in elinde” dedi.

'KÜÇÜK KIZIM SİZİN HABERİNİZDEN SONRA IŞİD'LİLERDEN ALINMIŞ'

Kızı Berfin’in ‘IŞİD’lilerin elinden güvenlik güçleri tarafından kurtarılması’ çağrısı yapan anne “Küçük kızım sizin haberinizden sonra IŞİD’lilerden alınıp yeniden devlet korumasına alınmış. Büyük kızımın da güvenlik güçleri tarafından kurtarılmasını bekliyorum. Kızlarımla DNA testi yapılması ve diğer gereken hukuki işlemler için Türkiye’ye gelmek istiyorum” dedi.

ANNENİN GÜVENLİĞİ İÇİN BAZI BİLGELER HABERDE YER ALMADI

Güvenlikleri nedeniyle haberde anne ve halen IŞİD’lilerin evinde olduğunu iddia ettiği kızının gerçek isimlerini vermedik. Anne olduğunu iddia eden kadının ismini Dilan, büyük kızını ise Berfin olarak belirttik. Yine Dilan’ın güvenliği için IŞİD’ten kurtarıldığı tarih, yer ve halen ikamet ettiği ülkeye ilişkin bilgileri saklı tuttuk.

ANNE HER İKİ KIZININ FOTOĞRAFLARINI GÖSTERDİ

Türkiye kamuoyunda geniş yankı uyandıran “Derin internette satışa çıkarılan Ezidi kız çocuğuna” ilişkin gelişmeleri haberleştirdiğimiz üç yıla yakın süredir Irak Büyükelçiliği yetkilileri, ulusal ve uluslararası Ezidi örgütlerinin çocuğun annesini bulmaya yönelik çabaları sonuç vermedi. Anne ve diğer aile üyelerinin IŞİD’in 2014 Şengal katliamında öldürüldüğü ya da halen IŞİD’in elinde olduğu görüşü ağırlık kazanmıştı.

Fakat geçtiğimiz haftalarda bir kadın benimle temasa geçerek “halen devlet korumasında olan Ezidi kız çocuğunun” annesi olduğunu söyledi. Anne Dilan’ın iddiasına göre şu anda 14 yaşında olan büyük kızı Berfin de aynı IŞİD’linin evinde tutuluyor. Anne, iddiasına dayanak olarak her iki kızının IŞİD’in 2014 Ağustos Şengal katliamı öncesinde evlerinde çekilen fotoğraflarını gönderdi. Haberi hazırlama sürecinde Dilan ve abisi ile sık sık görüşme gerçekleştirdik.

ANNE DİLAN, EŞİ VE BEŞ ÇOCUĞUNUN KAÇIRILMA HİKAYESİ

Anne Dilan katliam öncesinde Şengal’e bağlı bir köyde beş çocuğuyla çekirdek aile yaşadıklarını anlattı. Dilan’ın aktardığına göre, Ağustos 2014’te IŞİD’liler köylerinde katliam yaptığı gece evlerinin kapısını kırarak içeri girer. Dilan, eşi ve beş çocuğu aynı pikaba bindirilir. O tarihte oğulları, 11, 10, dokuz, büyük kızı Berfin beş ve şu anda halen Türkiye’de devlet gözetiminde bulunan küçük kızı ise iki yaşındadır. Aile, IŞİD’lilerce Irak’ta bir yere götürülür.

'EŞİMİN YAŞADIĞINA DAİR UMUDUM YOK'

IŞİD’liler diğer Ezidi erkekler gibi Dilan'ın eşi de götürülür. Dilan o tarihten sonra eşinden haber alamaz. “Eşiniz halen IŞİD’in elinde mi? Hiç haber alabildiniz mi?” sorumuz üzerine Dilan “Eşim bizlere çok düşkündü. En son 2016 yılında Telafer’e götürüldüğü bilgisini aldık. O tarihten sonra eşime dair bilgi alamadım. Eğer yaşıyor olsaydı mutlaka bizi bulurdu. Yaşadığına dair hiçbir artık umudum yok” diyor.

IŞİD, 2017 YILINDA ÇOCUKLARI ANNELERİNİN YANINDAN ALDI

Dilan’ın aktardığına göre. 2017 yılı kasım ayına kadar (tahmini belirtiyor) Dilan’ın iki kızı hep yanındadır. Büyük kızı 8, küçük kızı 5 yaşındadır.

IŞİD’liler belirtilen tarihte Dilan ve çocuklarının tutulduğu eve gelerek, kızlarını götürür. Üç oğlu ise kızlarından daha önce IŞİD’lilerce annelerinden ayrılır.

DİLAN IŞİD’TEN 4 BİN EURO KARŞILIĞINDA KURTARILDI

Aradan yaklaşık bir buçuk yıl geçer. Dilan Suriye’ye getirilmiştir. Dilan’ı evinde ganimet olarak tutan IŞİD’li, kadının ailesi ile temasa geçer. Aileye, “Eğer Dilan’ı geri almak istiyorlarsa 4 bin euro ödemeleri gerektiğini” söyler. Hayatta kalan tek abisi ve amcası, Dilan’ın IŞİD’lilerce tutulduğu kente gider. IŞİD’liler parayı aldıktan sonra bir kasaba yakınlarında Dilan'ı abisi ve amcasına teslim eder.

ANKARA’DAKİ IŞİD’LİLER DİLAN’IN AİLESİ İLE TEMASA GEÇTİ

Tarihler 2018 sonunu gösterirken, Dilan’ın abisinin GSM hattı 0538 XXXXX 27 numaralı telefondan aranır. Arayan kişi kendini Ebu Hamza kod adı ile tanıtır. Kayıp olan iki kızlarının yaşadığını, Ankara’da olduklarını, eğer geri almak istiyorlarsa çocuk başına 4 bin dolar ödemeleri gerektiğini söyler.

GÖRÜNTÜLÜ KONUŞTUĞU İKİ KIZI 'MAMA' DİYE BAĞIRIR

Arayan IŞİD’liler Dilan’ın ailesine bir saat bildirir. O saatte kendilerini sosyal medya uygulaması üzerinden görüntülü arayıp çocuklar ile görüştüreceklerini söyler.

Belirtilen saatte telefon çalar. Bu kez arayan numara 0538 XXXXX 55 ’tir. Dilan telefonun ekranında kızlarını görür. Evdekiler yüzlerini göstermeseler de sesleri gelmektedir. Kızlar Dilan’ı görünce “mama” diye bağırır ve ağlar. Görüşmeleri Arapça gerçekleşir. Dilan kızlarına “en kısa sürede sizi oradan alacağız” sözünü verir.

Ertesi gün IŞİD’liler Dilan’ın abisi ile yeniden temasa geçer. Aile, Türkiye’deki döviz bürosuna (18018…10957) kayıt numarasıyla) Hawala yöntemi ile çocuklar için toplam 8 bin dolar gönderir. Para IŞİD’lilerin eline ulaşır. Dilan’ın abisi ve amcası Türkiye’ye gelmek üzere yola çıkar. Çocukları, Ankara’da IŞİD’lilerin belirlediği yerde teslim alacaklardır. Fakat örgüt elemanları sözünde durmaz. Aile, IŞİD’lilerin GSM hatlarına bir daha ulaşamaz, engellenmişlerdir. Aile, Türkiye’ye giriş yapmadan ülkelerine geri döner.

DİLAN, IŞİD’TEN KURTARILDIĞINDA PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL OLARAK KÖTÜ DURUMDAYDI

Abisi ile gerçekleştirdiğimiz özel görüşmede da kız kardeşi Dilan’ı IŞİD’lilerin elinden para ödeyerek kurtardıktan sonraki süreci konuştuk.

Abinin aktardığına göre, Dilan kurtarıldığında hem fiziksel hem de psikolojik olarak oldukça kötü durumdadır. Sağlık kontrolleri yapılır. Aradan bir süre geçtikten sonra rehabilitasyon programına başlar. Bu süreç içerisinde aile yardım alarak Dilan’ın üç erkek çocuğuna ulaşır. Çocuklar IŞİD’lilere para ödenerek kurtarılır. Her iki kızına ulaşamasa da telefonla görüntülü konuşmuş olmanın verdiği kavuşma umudu onu yaşama bağlar.

Anne Dilan, Artı Gerçek’te yayımlanan “Ezidi kız çocuğuna” ilişkin yayımlanan haberler sonrası Ankara’daki çocuğun küçük kızı olduğu kanaatine varır ve bizlerle iletişim kurmak ister.

'ÇOCUĞUMUN KURTARILMASINI BEKLİYORUM, DEVLET KORUMASINDAKİ ÇOCUĞUMLA DA DNA TESTİ İSTİYORUM'

Anne Dilan, güvenlik güçlerine halen Ankara’da olan ve IŞİD’lilerin elindeki büyük kızının da kurtarılması çağrıda bulundu. Dilan, “Eğer başka bir yere götürmedilerse ya da başına kötü bir şey gelmediyse kızım halen Ankara’da ve küçük kızımı kaçıran IŞİD’lilerin evinde.

Kızım Berfin’in kurtarılmasını bekliyorum. Küçük kızım sizin haberinizden sonra IŞİD’lilerden alınıp yeniden devlet korumasına alınmış. Kızlarımla DNA testi yapılması ve diğer gereken hukuki işlemler için Türkiye’ye gelmek istiyorum” dedi. Şimdi gözler yargı ve güvenlik güçlerinin atacağı adıma çevrildi.

NE OLMUŞTU?

Ankara’da Şubat 2021’de polis ve istihbarat ekiplerinin IŞİD’in hücre evine düzenledikleri operasyonla, Ezidi bir kız çocuğu kurtarılmıştı. Çocuk operasyonun yapıldığı gece IŞİD’liler tarafından karanlık internette (dark web) satışa çıkartılmıştı. Operasyon sırasında evde bulunan Irak vatandaşları Anas V., Nasır H. R.ve Sabbah Ali Oruç göz altına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan Anas V. ve Nasır H.R., ifade ve savcılık sorgularının ardından 27 Şubat’ta adli kontrol şartı ile serbest bırakılmış, Sabbah Ali Hüseyin Oruç ise tutuklanarak Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulmuştu.

İDDANAME: SÖZ KONUSU KİŞİLER IŞİD’İN ÜST DÜZEY YÖNETİCİSİLERİ

IŞİD’lilere ilişkin iddianame Ağustos 2021’de hazırlandı. İddianamede her üç IŞİD’li için de “DAEŞ terör örgütü üyeliği” ve “örgüt yönetiminde yer almak” suçlamasında bulunuldu. Örgüt elemanlarından Oruç’un iddianamede yer verilen ifadesinde, Ezidi kız çocuğu 2014 yılında ağabeyi Oruç tarafından Irak’taki evlerine iki-iki buçuk yaşındayken getirdiğini belirtip şu bilgileri aktarıyordu:

“Abim bir gün yanında bir kız çocuğu ile eve getirdi. ‘Bu çocuk Ezidi. DAEŞ’ten pazardan 500 dolara satın aldım. Artık bu evde büyüyecek’ dedi. Çocuğun Irak’taki evimize getirilmesinde benim sorumluluğum yok. Abim Sabbar tarafından getirildi. Aise ismini de abim koydu. Abim sonra bombalamada öldü. Ben Ezidi kadın çocuk satış piyasasını bilmem. Ben çocuk kaçırmadım, pazardan çocuk satın almadım."

IŞİD’İN IRAK VALİSİNİN YARDIMCISI

Oruç ifadesinde, Ebu Abdullah’ın çağrısı ile kuruluşu sırasında IŞİD’e katıldığını, Ebu Abdullah’ın Irak’ta IŞİD’in üst düzey isimlerinden biri olduğunu, onun emir ve talimatlarını uyguladığını belirterek, örgütte maaşlı olarak çalıştığını, görevlerinden birinin de köylerde “ribat” (nöbet tutma) ile gelişmeleri örgüt yönetimine bildirmek olduğu bilgisini verdi.

TÜRKİYE'YE 2018'DE SAHTE PASAPORTLA GİRDİ

İddianameye göre, Sabbah Ali Oruç 2018 yılında “Said Ahmet Muhammed” adına düzenlenen sahte pasaportla Suriye üzerinden Türkiye’ye giriş yaptı. Eşi, öz çocukları, yengesi ve Ezidi çocuğu Türkiye’ye daha önceden kaçak yollarla göndermişti. Oruç, 2018 yılında Ankara İl Göç İdaresi’nden Ezidi kız çocuğu için kimlik çıkarttırdı. Çocuğa ağabeyinin ismi ile birlikte Aişe Sabbar Oruç ismi verildi.

ÇOCUK KAÇIRMA, SAHTE EVRAKLA KİMLİK ÇIKARTTIRMA; ÜÇ AY HAPİS

Oruç, Şubat 2021'de Ezidi kız çocuğu karanlık internetten (dark web) satışa çıkarttı. IŞİD’in köle satış odasında satışı takip eden Ankara Terörle Mücadele ekipleri sabah saatlerinde eve baskın düzenledi ve IŞİD’lileri göz altına aldı. Çocuk da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevlilerine teslim edildi. Gözaltı sonrası tutuklanan Oruç ise dört ay tutuklu kaldıktan sonra denetimli serbestlik ile bırakıldı.

ÇOCUK, SEVGİ EVİNE YERLEŞTİRİLDİ

Ezidi kız çocuğu IŞİD’liden kurtarıldıktan sonra Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı bir “sevgi evine” yerleştirildi. Ulusal ve uluslararası Ezidi derneklerinin çocuğun annesinin bulunmasına yönelik arayışları sonuç vermedi. annenin IŞİD’lilerin elinde olduğu ya da katliam sonrası öldürüldüğü görüşü ağırlık kazandı.

Geçen süreç içinde Ankara’da bir grup kadın avukat IŞİD’lilerin Ezidi çocuğu Türkiye’ye getirip, ellerinde tutmalarına ilişkin “uluslararası insan ticareti” ve “insanlığa karşı suçlardan” yargılanmaları için çalışma sürdürdü. Geçen ağustos ayında Türkiye yargısında ulusal ve uluslararası hukuk açısından emsal teşkil edilecek bir karar verildi. Ezidi çocuğu kaçırarak kaçak yolla Türkiye’ye getiren IŞİD’li Sabbah Ali Oruç hakkında, "uluslararası insan ticareti" suçlamasıyla dava açıldı.

İNSAN TİCARETİ SUÇLAMASINDA NE DENİYOR?

Savcılık Sabbah Ali Oruç’un “insan ticareti suçlamasıyla” yargılanmasına ilişkin görüşünü şu ifadelerle açıkladı:

"Mağdur küçüğün (Ezidi kız çocuğu) yaşı itibariyle Irak ülkesinde kendi iradesi dışında kaldığı yetimhane olduğu iddia edilen yerden para karşılığı satın alındığı, satın alan kişinin ölmesi sonucunda (Oruç’un abisi) yine Irak yetkili makamlarına teslim edilmeyerek şüphelinin kendi iradesiyle ve hukuka aykırı olarak mağdur küçüğün Irak ülkesinden alınarak Türkiye’ye getirildiği, Göç İdaresi tarafından mağdur küçüğün şüpheli ve ailesiyle kalmaya devam ettiği, mağdur küçük çocuğun hürriyetinden alıkonulduğu, suçun hukuki unsuru olan esarete tabi kılındığı, şüphelinin eylemine mağdur küçüğün gerek akli melekelerinin yaşı itibariyle uygun olmaması ve gerekse fiziksel yetersizlik nedeniyle karşı gelemediği, bu haliyle şüphelinin mağdur küçüğü ceza kanunu kapsamında esarete tabi kılmak ve kendi ailesiyle zorla bir arada tutmak suretiyle eylemde bulunduğu ve bu eylemin de iddianame düzenlemeye yetecek makul ve yeterli şüphe içermesi nedeniyle ‘insan ticareti suçlamasından’ yargılanmasına hükmedilmiştir..”

AİLE BAKANLIĞI, EZİDİ ÇOCUĞU IŞİD’LİYE GERİ VERDİ

Yargı, IŞİD’li Sabah Ali Oruç’un “uluslararası insan ticaretinden” yargılanmasına ilişkin karar verirken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, koruması altındaki çocuğa ilişkin ciddi bir güvenlik ihlaline imza attı. Bakanlık, koruması altındaki kız çocuğunu kendisini kaçırıp Türkiye’ye getiren ve sonra da “karanlık internette” (dark web) satışa çıkaran IŞİD’lilerin Ankara’daki evine “yatılı olarak” gönderildi. Bakanlık 21 Haziran 2022 tarihinde ise skandal bir karara imza attığı ortaya çıktı. Bakanlık, 21 Hazıran 2022’de Ezidi kız çocuğunun koruma kararını kaldırmış tutanak karşılığında çocuğu IŞİD’lilere teslim etmişti.

ARTI GERCEK YAZDI, BAKANLIK VE VALİLİK AÇIKLAMA YAPTI

Çocuğu kaçıran IŞİD yöneticisi Sabbah Ali Oruç'un ailesine teslim edildiğini Artı Gerçek belgeleriyle ortaya koydu. Bakanlığın kararına kamuoyunda yükselen tepkiler sonucu Valilik haberin yayımlandığı günün akşamı Oruç’un gözaltına alındığı ardından tutuklandığı, IŞİD’li aileye teslim edilen Ezidi kız çocuğun ise yeniden koruma altına alındığını duyurdu.

Valilik açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Ezidi bir kız çocuğun satılığa çıkarıldığına dair sosyal medyada yer alan bilgiler üzerine İl Emniyet Müdürlüğümüzce yapılan çalışma sonucunda, Irak uyruklu S. O., beraberindeki Ezidi çocuk A. S. O. ile birlikte ele geçirilmiş olup; S. O. adli mercilerce tutuklanmış ve Ezidi çocuk A. S. O, Valiliğimizce devlet koruması altına alınmıştır. Kamuoyunun bilgisine sunulur."

AİLE BAKANLIĞI: EZİDİ ÇOCUK 'ÖRSELENMEMESİ ADINA' TEDBİR AMAÇLI KORUMAYA ALINDI

Valiliğin ardından Aile Bakanlığı da bir açıklama yaparak IŞİD'li aileye teslim edilen Ezidi çocuğu 'örselenmemesi adına' tedbir amaçlı korumaya alındığını duyurdu.

Bakanlığın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada yer alan yabancı uyruklu S.O. iddialar üzerine kendi ikametgahından İl Emniyet Müdürlüğümüzce gözaltına alınmıştır. Yabancı uyruklu çocuk A.S.O. ise annesi S.A.M. ile birlikte yaşadığı kendi ikametinden çocuğun üstün yararı düşünülerek örselenmemesi adına tedbir amaçlı olarak Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüz tarafından devlet korumasına alınmıştır."

Çocuğu kaçıran IŞİD'li Oruç'a 'uluslararası insan ticareti' suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması 26 Ekim’de Ankara 15’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme, çocuğun korunması için yapılan itirazlar ve çok sayıda kadın avukatın davaya katılma talebine karşın, duruşmayı ileri bir tarihe ertelemişti.

KAMU KURUMLARININ AÇIKLAMALARI GERÇEĞİ YANSITMIYORDU

Kamu kurumları “IŞİD’linin göz altına alındığı/tutuklandığı” yönünde açıklama yapsalar da gerçek saatler sonra ortaya çıktı. IŞİD’liye ilişkin göz altı olmamıştı. IŞİD’li 27 Ekim tarihinde Ankara Adliyesi’ne gelerek “uluslararası insan ticaretine” ilişkin davada hâkimin talebi ile kapalı oturumda ifade verdi. IŞİD’linin eşi ise Artı Gercek’in sorusu üzerine “Çocuğu gelip aldılar. Ama eşim göz altına alınmadı” dedi. IŞİD’li Sabbah Ali Oruç’un insan ticaretinden yargılanmasına ilişkin ikinci dava 8 Ocak’ta görülecek.

Artı Gerçek


İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar