yazarlar makaleler
Metin Kahraman: Pes diyoruz, bu kadar olamaz!
25.02.2024

Anadili Günü’nde konseri yasaklanan sanatçı Metin Kahraman, “Binlerce yıl öteden gelen bir dilin nasıl yok olduğuna tanık olmak bizim kuşağa düştü maalesef” diyor.

Metin Kahraman: Pes diyoruz, bu kadar olamaz!

Zeynep Akat

Metin&Kemal Kahraman’ın Şubat ayı konserleri kapsamında Bingöl’de vereceği konser dün, 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nde emniyet tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden yasaklandı. Bingöl Eğitim Sen Şubesi, Bingöl Barosu, sivil toplum örgütleri ve birçok aktivist yasağa tepki gösterdi.

2009’dan bu yana ilk kez Bingöl’e gelecek Kahraman kardeşler için bu yasak şaşırtıcı değil ancak Anadili Günü’nde olması manidar.

Bu kadar baskı olmamalı”

Yasaklanan konser sonrasında Metin Kahraman ile Zazacayı, müziği ve planladıkları projeleri konuştuk.

Konser turnenizin programı uzun zaman öne duyurulmuştu ve bu kapsamda Bingöl’de Dünya Anadili Günü’nde bir konser verecektiniz. Konser emniyet tarafından gerekçe gösterilmeden iptal edildi, ne düşünüyorsunuz bu yasak hakkında?

Binlerce yıl öteden gelen bir dilin nasıl yok olduğuna tanık olmak bizim kuşağa düştü maalesef. Biz bunu hazmedemezken bir de konserimizin Anadili Günü’nde, halkın büyük bölümünün Zazaca konuştuğu bir kentte yasaklanması çok düşündürücü. Pes diyoruz açıkçası, bu kadar baskı olamaz, olmamalı.

Bu ilk iptal değil aslında, aynı konser için geçen hafta da bir yasak kararı çıkmıştı. Aynı konser iki kez yasaklandı yani, o süreç nasıldı?

Esasen bir hafta önce yasaklama kararı çıktı. Biz bir haftadır hemen herkesle temas halindeyiz, Eğitim Sen Bingöl Şubesi, Bingöl Barosu, DEM Parti Milletvekili ve daha sayamadığım birçok kişi…

Herkes çok uğraştı konserin olması için. İlk yasaklama kararının ardından birtakım girişimlerimiz oldu, Bingöl’deki arkadaşlar bize “Yeniden başvuru yapın, bu kez olacak” dediler biz de ikinci kez evrakları sunduk emniyete. Buna rağmen iki saat kala ikinci kez problem çıktı.

Gerekçe sunmamaları tuhaf”

Haberi nerede aldınız, Bingöl’de miydiniz?

Dersim’den Bingöl’e gitmeye çalışıyorduk. Henüz konser izni çıkmamıştı zaten, bekletmişlerdi. Karakoçan’a vardığımızda tekrar telefon geldi. Konsere iki saat kala ‘izin çıktı’ dediler. Bir saat geçmeden tekrar arayıp ‘konser iptal edildi’ dediler. Bir gerekçe sunmamaları da tuhaf.

Uzun süreler boyunca yaptığınız provalar, seneler sonra yeniden Bingöl’e gidecek olmanız, Bingöl’de sizi bekleyenlerin yaşadığı heyecan vs bunların hepsi bir yana, işin bir de maddi zarar boyutu var.

Tabi, maddi manevi çok büyük kayıplarımız var. Biz burada maddi manevi hakkımızı aramak, kaybımızı telafi etmek istiyoruz.

Yasal haklarımızı kullanmaya çalışacağız. Konser gerçekleşmiş olsaydı da zaten ciddi bir vergi alıyor devlet, konser gelirinin yüzde 30 -35’ini alıyor, ayrıca bir de gelir vergisi oluyor. Bizim zaten buradan da çok büyük kaybımız oluyor.

Tarumar oluyoruz. Ama turnemiz devam ediyor, bundan sonraki konserlerin güzel geçmesini umuyoruz. Turnenin ardından önümüzdeki dönemlerde Bingöl’de mutlaka bir konser yapacağız.

Zazaca biraz ihmal edilen bir dil oldu”

Bingöl sizin de anadilinizin, Zazaca’nın en yoğun konuşulduğu kentlerden birisi. Sizin de Zazaca üzerine önemli çalışmalarınız var. 90’lı yıllarda Kemal Kahraman Cezaevi’nden çıktıktan sonra Zazaca çalışmalar yapmak için Pülümür’e gidiyorsunuz ve o dönem şöyle bir ifade kullanıyorsunuz: “Zazaca’yla ilgili hiçbir şeyi üniversitelerde, kitaplarda bulamıyorsunuz. Biz bunu çalışmak istiyorsak o bölgeye gitmeliyiz.” O dönemden şimdiye, Zazaca çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?

Zazaca biraz ihmal edilen bir dil oldu. Örneğin Zazaca’nın sadece Zazaca dilinde bir televizyon kanalı olabilseydi, çünkü hatırı sayılır bir coğrafyada bu dil konuşuluyor, bir faydası olabilirdi. 90’lı yıllardan sonra Zazaca kendini daha çok müzik üzerinden yaratabildi. Genç kuşaklar da kendi anadilleriyle yeniden bu şekilde tanışmış oldular.

O dönemden sonra yüzlerce araştırmacımız, sözlü tarihçimiz, müzisyenimiz bu konuda çalışmalar yürüttü. Şu an eskiye nazaran çok sayıda sözlük, dilbilim çalışmaları var. Derleme çalışmaları yapıldı ve artık bir Zazaca külliyatı var.

Her dil ayrı bir dünya, bir mentalite, hayata bakış”

Yine 90’lı yıllarda dil ve kültür konularında geniş çalışmalar yaptınız. Özellikle Alevilik kültürüne dair önemli çalışmalarınız var, Çeverê Hazaru (Binler Kapısı) albümünü 100 sayfalık Aleviliği tartıştığınız bir kitapçıkla yayınladınız. Müziği bu bilgileri aktarım aracı olarak tanımlayacak olursak, Türkçe aktarımla Kürtçe aktarım arasında fark var mı?

Her dil ayrı bir dünya, bir mentalite, hayata bakış. Dolayısıyla tabii ki çok büyük farklar var. Zazaca da çok eski, İrancanın eski hali olan Pehleviceye yakın bir dil. Kadim bir İrani dil. Çok büyük fark var. Dilleri bu anlamda kıyaslamak yanlış olur.

Bu dillerden herhangi biri yok olduğunda, bir tür doğada yok olduğunda nasıl bir fark oluyorsa, denge bozuluyorsa kültürde de aynı şekilde denge bozuluyor. Giderek daha arabesk, kendi kültüründen haberi olmayan bir şehir kültürü kalıyor geriye.

Bu haber, Uçan Süpürge Vakfı'nın Yerel Kadın Muhabirler Ağı Projesi kapsamında yayınlandı.

Bianet

İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar