yazarlar makaleler
"Işıklar altında gizlenen hayatlar”: Konsomatris kadınlar
1/9/2024

Evrim Kepenek

Bir insanın hayatla kurduğu bağın toplumsal cinsiyet odaklı olup olmadığını anlamak için konsomatris kadınlara yaklaşımına bakmak yeterli.

İşçi kadınlar, gazeteci kadınlar, ev kadınları, hemşire kadınlar, öğretmen kadınlar, akademideki kadınlar, gazeteci kadınlar…

Sorunlarını görünür yapmaya çalıştığımız, seslerini duyurmaya çaba sarf ettiğimiz kadınlardan bazıları.

Peki daha çok geceleri çalışmak zorunda bırakılan, toplumda “makbul” olarak görülmeyen ve varlıkları kadın veya erkeklerce yok sayılan konsomatris kadınlar.

Konsomatris kadınların sorunları ve hatta sadece sorunları değil hikayeleri de anlatmaya değer değil mi?

Şöyle de bakabiliriz. Kimi insanlar ellerine cetvel / pusula alıp “Kürt Sorunu’na bakış açısı bir insanın demokrat olup olmadığının ölçüsüdür” diye ölçmeye başlar ya aslına bakarsanız toplumsal cinsiyet eşitsizliğine bakışla ilgili de böyle bir cetvel / pusula belirleyebiliriz.

Bir insanın hayatla kurduğu bağın toplumsal cinsiyet odaklı olup olmadığını anlamak için onun konsomatris kadınlara yaklaşımına bakmak yeterli.

İşine geldi mi bu kadınlara “gece” görece daha “düzgün”, “farklı”, işine geldiği noktada mesela “gündüz” başka türlü mü yaklaşıyor? Başka söylemlerle bu kadınları hedef haline mi getiriyor? Hayatını yaşanmaz mı kılıyor?

Yasa ne diyor?

Bu yazıyı yazarken zaten böylesi insanları ölçmekten ziyade konsomatris kadınların sorunlarını sıralamak niyetindeyim.

Türkiye’de Gece Kulüplerinde ve benzeri yerlerde çalışma yasasına göre, publarda konsomatris çalıştırılamıyor.

Türkiye Dil Kurumu’na göre bar, gazino gibi eğlence yerlerinde müşterinin masasına çağrılabilen, müşteriyle birlikte yiyip içerek çalıştığı yere kazanç sağlayan kadın anlamına geliyor. Kelimenin aslı Fransızca’dan geliyor.

Gece kulüplerinin çalıştıracağı konsomatris sayısı, gece kulübünün kapasitesi ile çalışanlarına ve müşterilerine sunduğu imkanlar da göz önünde bulundurularak yetkili bir komisyonca belirleniyor. Ancak bu sayı on ikiden fazla olamaz.

Bu yasalara ne kadar uyulduğu elbette tartışma konusu.

Tuğçe Kaban, bu konuda daha çok politik söz üretilmesi gerektiği görüşünde.

Türkiye'de konsomatrislerle ilgili en dikkat çekici tezlerden biri Sabancı üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları bölümü doktora öğrencisi Tuğçe Kaban’a ait.

Tezinin adı “Işıklar altında gizlenen hayatlar: Feminist bakış açısıyla Ankara pavyonlarındaki konsomatrisliği anlamak.”

"Şef garsonlar pezevenktir"

Kaban’ın bulgularından bazıları şöyle:

*Evet konsomatrisler, içki içmek zorunda değil. Hatta pavyon yönetimleri de içmesinler istiyorlar ki daha çok kazanç kalsın. Bazen müşteri, kadının gerçekten içmesini istiyor. Hem alkole boşuna para vermek istemiyor, hem de kadını sarhoş ederek daha kolay taciz edebileceğini düşünüyor. Kadınlara gelince de kadınlar genelde içmeyi tercih ediyorlar. Bunun nedeni ancak bu işe sarhoş oldukça katlanabilmeleri. Böyle bir eğilim var. Daha çok para kazanmak için ki zaten eğer oturduğu masada müşteri, içmesini istiyorsa içmek zorunda.

*Kusma pratiği: Bir kusma pratiği var. Bu kusma pratiği çok yaygın ve konsomatris daha çok içebilmek için tuvalete gidip kendilerini kustururlar. Bu yüzden ciddi mide problemleri yaşayan bir kadınla tanışmıştım. Çoğunda bu sorun var.

*Pavyonda kimse seks yapmak zorunda değil ama son dönemde şef garsonlar bir nevi onları "satıyor", şef garsonlar, hangi müşterinin seks istediğini biliyor ve ona göre müşteri ve konsomatrisi birleştiriyor.

Kendimi sahnede piyon gibi hissediyorum”

*Son dönemde pavyonlara giren uyuşturucu satıcısı erkekler var ve onlar hem uyuşturucu maddeye alıştırdıkları kadınları konsomatrisliğe hem de seks işliğine zorluyorlar.

*Kayıt dışında olan çok sayıda intihar vakası var. Maalesef bu konu çok yaygın ve arkadaşları biliyor sadece. Ailelerin bazıları kadınların işini bilmiyorlar, bu nedenle de arkadaşları bu sorunu gündeme getiremiyorlar.

*Öte yandan övdükleri, güzel güzel gösterdikleri pavyon dansı meselesi de bir sorun. Müşteriler, oyun oynamak için sahnede sıraya giriyorlar ve ne kadar çok kadın adı yazdırırsan öyle sırada öne geçiyorsun. Bu nedenle kadınlar orada kendilerini böyle vitrinde bir meta gibi hissediyorlar. Pavyon yönetiminin de bunun yapmasının sebebi, müşteri kadını görsün ki onunla oturmak istesin. Kadınların vitrine çıkarıldığı pazarlanmaya çalışıldığı bir alan. Bir konsomatris bana “kendimi o sahnede piyon gibi hissediyorum” demişti.

*Yine bu kadınlar çok süslenmek ve bakımlı olmak zorunda. Bu nedenle de aşırı para harcıyorlar ve sürekli olarak çalıştıkları pavyonlara borçlandırıyorlar. Senetleri ödeyebilmeleri neredeyse imkansız. Bu nedenle de oraya mahkum gibi yaşıyorlar.

"Kendilerini seks işçisi olarak tanımlamaktan kaçınıyorlar"

Tuğçe Kaban, bu çalışmasında konsomatrislik işinin kapsadığı, “seks işiliği” şemsiye terimi altında değerlendirilen ve "fuhuş pratiğini" içermediği iddia edilen farklı cinsel emek türleri üzerine düşünmeye çalıştığını söylüyor. "Bunu yaparken, bu emek türlerinin, “seks işçiliği” şemsiyesi altındaki bir diğer pratik olan fuhuş ile sonuçlanabilmesine neden olan Ankara Pavyonları dinamiklerini göz önünde bulundurdum" diyor.

Tuğçe Kaban, tezini şöyle özetliyor:

"Argümanımı şekillendiren en önemli nokta ise konsomatris kadınların, kendilerini "seks işçisi" olarak tanımlamaktan kaçınmayı bırakın, bu terimden haberdar dahi olmamaları oldu. Böylelikle, farklı cinsel emek türlerinin içerdiği orospu damgalaması ve güvensiz çalışma koşullarının önüne geçecek politik söylemleri üretmek için öne sürülen, batı aktivizmi ve akademisi kökenli "seks işçiliği" şemsiye teriminin, Ankara Pavyonları'ndaki konsomatrislik işini anlamak, çözümlemek ve üzerine politik söylem üretmek için uygun olmadığını savundum."

Akademisyenlere kulak vermeye, görünmeyeni görünür yapmaya devam.

Özgür ve eşit bir hafta olsun

Bianet

İÇERİK BAŞLIKLARI
×
 MAKALELER   yazarlar